KALABALIK

Bugün ellerimizde tuttuğumuz bu hayallerin yarın hala bizim olacağına olan inancımızı hiç kaybetmediğimiz gündeyiz. Fakat bazen veda etmekte gerekir. Neye ya da kime veda edeceğimizi seçemeyiz çünkü doğru olanla harika olanın arasındaki farkı hala anlayamamış durumdayız. 

Ne istediğimi gerçekten biliyorum diyemem. Bunu söyleyecek kadar gücüm yok. Şuan elimde tuttuğum bu hayalden bozma gerçeklik, bana kaybolacağını söyleyen ışıklarını yanıp söndürmeye başladı bile. Veda etmek istemeyişimin sebebi, yenilere duyduğum korkum olduğunu bilmeme rağmen, ısrarla bırakmamaya çalışmam başka şekilde açıklanamaz. 

Düşünmeden sadece bir gün. Yarın, elbette orada. İnsanların bana ne hissettirebileceklerini tahmin ederek geçirebilirim zamanı, yolda sadece insanları izleyerek. Onlar benim farkımda olmadan, ben hepsinden bir parça alacağım kendime. İsterseniz bencillik deyin.

Bir kişi insanların içinde onları gizlice izlediğimi görecek kadar farkımda olacak. Ben ise onu izleyeceğim diğerlerinde olduğu gibi. Fakat bir şey, bir kaç saniye daha takılı kalmama sebep olacak. Yine de bir şey değişmeyecek. 

Sessizce karışacağız kalabalığa. Herkes gibi. Hiçbir şey ifade etmeden. Büyük kalabalıklar, küçük ruhları yutar. 

- Great loves are the crazy ones

+There is a difference between a great love and a right love.

   I need to let you go

   You need to let go.

 - I will always love you

 +I will always love you.

                                  

                                       "Chuck and Blair"