ÜŞÜMEK
Bağırdım. Çığlık
atmadım. Bağırdım yalnızca. Sesimi duyun da istemedim. Ama beni görün isterdim.
Belki anlamazdınız ama hissederdiniz yine de. Hayal kırıklıklarımı. Hayallerim
kırıldı. Öylece kaldım ortada.
Bataklıkta
değildim. Kuyunun dibinde de değildim. Büyük bir açıklıktaydım. Rüzgar
elbisemin eteklerini savuruyordu. Kısacık saçlarım karman çorman, gözlerime
batıyordu. Hiçbir şey hissetmedim. Ağladım. Kimse ağlamadı. Yavaş yavaş
azalıyor da hıçkırıklarım.
Kırdılar.
Paramparça ettiler. Sonra da tükürdüler lanet ruhuma. Buruş buruş olmuş
yalnızlığım, ruhumdan aktı gitti karanlığa.
Başaklar rüzgarla
dalgalanıyor sarı rengiyle. Ne kadar huzurlu bir bilseniz. Birden çamur bulaştı
başaklara. Koyu kahve rengine dönmeye başladılar. Huzur, hiç olmadığı kadar
uzaktı artık. Çevreme baktım, ellerime baktım. Kararıyorlardı. Yüzüme götürdüm
ellerimi. Hissetmiyordum. Taşlaşmış yüzüm, çamura dönüyordu. Çamur oluyordum.
Çamur olup toprağa karışıyordum. Gözyaşlarım daha çok sulandırıyordu çamuru.
Hissediyordum.
Hissediyordum
umursanmayışı. Çok kırdınız. Çok kırdınız. Kırılmak için ne yapmıştım? Yaşamak
istemiştim yalnızca.
Üşüyordum.
Üşüyorum. Duyuyor musunuz? Hiç biriniz ısıtmadınız ellerimi. Tek üşüyen ellerim
değildi. İçim üşüyordu bir kere, gerisi çokta önemli değildi. Ellerimi gördüğünüz
için ısıtır dediniz. Fakat öyle olmadı.
Şimdi üşümek
istiyorum. Bütün vücudumun. Bütün vücudum üşüsün istiyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder