#olağanüstübirdünya

   Fransız yapım bir animasyonla karşınızdayım. Avril et le monde truque. Türkçe’ye Olağanüstü Dünya adıyla çevrilmiş bir yapım. Gerçekten de güzel çeviri olmuş çünkü tam anlamıyla olağanüstü bir dünyaydı. Çizim ne kadar güzel tartışılır. Benim tarzım değil demek daha doğru ancak önemli  olan bize anlattığı şeylerdi.

  

  Savaşın olduğu bir Napolyon ülkesinde geçiyor. Deneylerle yenilmezlik, aslında ölümsüzlük demek daha doğru geldi, bulunması isteniyor ve bir bilim adamı görevlendiriliyor. Bilim adamı iki komodo ejderini kullanarak konuşma ve üstün zekaya sahip olmalarını sağlıyor fakat işler yolunda gitmiyor ve kaçıyorlar. Büyüyüp gelişerek yeraltında kendilerine ait bir dünya kuruyorlar ve bilim adamlarını kaçırarak onları büyük hedeflerinde kullanıyorlar. İşte bu noktada başrolümüz devreye giriyor. April. Annesi, babası ve dedesi birer bilim adamı ve Nihai Son dedikleri bir serum geliştiriyorlar ve polis peşlerine düşüyor. Dede kaçıyor. Anne baba kızı güvenli bir bölgeye alıp serumu ona veriyorlar. O sırada sürüngenler anne ve babasını kaçırıyorlar. Kaçırma hikayeleri de genellikle elektriğin olduğu yerde bilim insanınında olabileceğini düşünüp bu sinyalin peşine düşüyorlar. Çünkü o dünyada petrol ve türevleri yok. Sadece kömür kullanımı mevcut. Kızımızın büyümesiyle de olaylar gerçekleşiyor ve değişik bir animasyon izlemiş oluyorsunuz. Bir de konuşan kedimiz var. Darwin. Onun da payı çok büyük yapımda.

   İşin komik tarafı o bilim adamlarının için de Einstein’ın olmasıydı. Bu kısımda sesli bir kahkaha attığımı itiraf etmeliyim. Çok hoş bir animasyon. Bazı konularda insanlar bu noktaya gelirler mi diye düşündüm. Evet, gelebilirler. Bakınız Çin. Yüzlerinde maske olmadan belli bir dönem sokakta adım bile atamıyorlar. İşte böyle bir olağanüstü dünyaydı animasyon. Gerçi bugünlerde de bunu görebiliyorsak; ya olağanüstü bir dünyada değiliz ya da biz olağanüstü bir dünyada çoktan yaşıyoruzdur. Dikkatli olun insanlar. Doğa her zaman kazanır. İyi ya da kötü. Bir şekilde.